Sanırım ortaokuldayken bir öğretmenimden duymuştum. Hz. Mevlânâ bir gün Hacı Bektaş-ı Velî Hazretlerini aslan sırtında ziyarete gelir, Hünkar'da O'nu duvarın üzerine binip yürüterek karşılar.

Bu hikayenin aslında Hz. Mevlânâ yok. Ziyarete gelen kişi Hacı Kureyş yani Seyyid Mahmut Hayranî'dir.

Rivayet olunur ki;

"Seyyid Mahmut Hayrani bir arslanın sırtına binmiş elline de yılandan bir kamçı almış Sulucakarahöyük'e (bugünkü Hacıbektaş ilçesi), Hünkâr Hacı Bektaş'ın yanına varmış...

Hacı Bektaş Veli bakmış ki karşısında, altında aslan, elinde ejderha, Seyit Mahmut Hayrani geliyor.

O da duvara binmiş ve "yürü" demiş duvara. Duvar yürümeye başlamış. 
"Marifet, cansızı yürütmektir, canlıyı değil" deyince, Seyit Mahmut Hayrani, Hünkâr'ı takdir ederek özür dilemiş.
Ne erler halk etti cenâb-ı bari,
Kimi şirre bindi gem etti marı.
Velakin yürütmek cansız duvarı,
Hace Bektaş Veli hünkâra mahsus...
Kaynak: Peyik Dergisi