"Derdi dünya olanın, dünya kadar derdi olur."
Bu sözler takıldı geçenlerde kafama. Mecazî bir anlamı olan bu sözlerin ne denli doğru olduğu hususunda düşündüm. Sonuç olarak bu sözü olsa olsa menfaatine düşkün birisinin söyleyebileceği sonucuna vardım. Neden mi? Buyrun okuyun...
Dünyamız, üzerinde yaklaşık sekiz milyar insanın, sayısız hayvanın ve bitkinin yaşadığı, uzay boşluğunda, Samanyolu Galaksisi'nin yedinci kolunda bulunan bir güneş sistemine ait, bilindiği kadarıyla, üzerinde akıllı yaşam olan tek gezegendir. Bu gezegenin yaşı yaklaşık beş buçuk milyar yıl olarak hesaplanmaktadır. Geçen bu beş buçuk milyar yıllık zaman içerisinde, bizlerin sadece kalıntılarına rastladığımız sayısız canlı türüne, bitki örtüsüne, medeniyete ev sahipliği yapmıştır.
Daha fazla detaya girerek konuyu dağıtmayayım. Dünya, dinimiz İslam'a göre, ana hatlarıyla, Adem atamız ve Havva anamızın, işledikleri bir günah yüzünden cezalandırılarak Cennet'ten çıkarıldıktan sonra gönderildiği gezegen olarak olarak bilinmektedir. İnsanlığın bu gezegen üzerinde bir imtihana tâbi tutulacakları, öldükten sonra ise bu imtihanın neticesinde Cennet'e veya Cehennem'e konulacakları değişmez bir gerçektir.
Yaradanımız bizlerin her günahını af edebileceğini ancak şirk ve kul hakkını affetmeyeceğini bildirmiştir. Peki o zaman, Dünya ne zaman insana dert olabilir? İnsan Dünya'yı ne zaman ve ne için kendine dert edinmeli?
Bir Müslüman, öncelikle kendisinin, varlığının, diğer Müslümanlara ve kullara (kul saadece insandan ibaret değildir) karşı sorumluluğunun bilincinde olmalıdır. Bu bilinç, şüphesiz Dünya'yı da kendine dert eder.
Menfaat ise bu bilincin körelmesinde en büyük etmendir. Kişi saadece kendi menfaatini, insanlığın menfaatinsen üstün görürse, kul hakkına girmiş olur ve bu Yüce Rabbimiz tarafından bağışlanmayacak bir günahtır.
O bakımdan, "Derdi Dünya olanın, Dünya kadar derdi olur" sözünü, müsaadenizle "Derdi MENFAAT olanın, MENFAATİ kadar derdi olur" şeklnde düzeltmek istiyorum.
Sevgi ve saygılarımla,
Turan Aslan