Eski bir İngiliz belgesine göre, 1110 yılı felaket bir yıldı. Eski belgede sağanak şiddetli yağmur sonucu tarlalarda hasar ve kıtlık bildiriliyordu.
Ancak ayın kaybolması bulutlar ya da bir tutulma değildi. Yeni bir çalışma, o yılın feci olaylarının ve ayın gizemli kaybolmasının her ikisinin de yanardağlardan kaynaklandığını ortaya koydu.
Araştırmacılar birkaç volkanik patlamanın kanıtını buldular. Bu püskürmeler, MS 1108 ile MS 1110 arasında Avrupa veya Asya'da meydana gelmiş olabilir. Volkanik patlamalar, yıllarca dünyayı dolaşan devasa kül bulutlarını serbest bırakmış olabilir. Bir dizi patlamanın neden olduğu bu yüksek irtifa volkanik aerosoller, Ay'ın kaybolmasına ve küresel iklimin bozulmasına neden olabilir.
Araştırmacılar, Grönland ve Antarktika'daki buz çekirdeklerinde kanıt aradılar. Bunlar, o zamanlar küresel iklimin neye benzediğini ortaya çıkarabilecek uzun antik buz tüpleridir. Ayrıca atmosferde ne tür parçacıkların yüzdüğünü de ortaya çıkarabilirler.
Ekip, MS 1108 ile MS 1110 arasında volkanik külden gelen sülfat aerosollerinde bir artış gördü. Bulgular, stratosferin volkanik patlamadan kaynaklanan dumanlarla kaplı olduğunu gösteriyordu. Ekip ayrıca aynı periyoddaki ağaç halkalarında daha fazla kanıt aradı. Ağaç halkaları, iklim modellerine yanıt olarak kalınlığı değiştirir. Gözlenen halkalar, 1109'un Batı Avrupa'da alışılmadık derecede soğuk ve yağışlı bir yıl olduğunu ortaya çıkardı.
Bu anomali, tarihteki diğer birkaç büyük volkanik patlamanın etkilerine benzer. Araştırmacılar bu patlamaların nerede meydana geldiğinden emin değildi. Ancak bu dönemde Japonya'daki Asama Dağı'nda bir patlama belgelendi. Tarihi bir günlüğe göre, Asama Dağı'nın patlaması 1108 Ağustos'unun sonlarında başladı ve o yılın Ekim ayına kadar sürdü. Böylece patlama, Gröndland buz çekirdeğindeki sülfat artışına katkıda bulunmuş olabilir. Volkanik aerosoller, 2 yıl sonra tutulmayı başlatmak için gökyüzünü kirletmiş olabilir.
Ekip, 1108'de güney yarımkürede bir yerde meydana gelen bilinmeyen başka bir patlamanın, Antarktika buz çekirdeğindeki sülfatlara büyük olasılıkla katkıda bulunduğunu tahmin ediyor. Bu yeni teori çoğunlukla dolaylı kanıtlara dayansa da, çalışma 900 yıl önce kaybolan aya şimdiye kadarki en iyi cevabı sunuyor.
Kaynak: Hashem Al-Ghaili